Cumhuriyet nedir?:
Devleti idare edenlerin seçimle iş başına geldiği yönetim şekline cumhuriyet denir. Dünyadaki devletlerin çoğu cumhuriyetle yönetilir. Cumhuriyetle yönetilen ülkelerde egemenlik milletindir. Millet, devleti yönetecek kişileri kendisi seçer. Böylece halk kendi kendini yönetmiş olur.
Yurdumuz cumhuriyete Kurtuluş Savaşı'ndan sonra kavuştu. Önceleri devletimizin adı Osmanlı Devleti idi. Devlet İdaresinde bütün yetki padişahın elindeydi. Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı'nda yenik sayıldı. Düşmanlar yurdumuza girdiler. Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı. Birçok yerde toplantılar yaptı. Hakkımızı "Ya istiklal, ya ölüm" parolası altında birleştirdi. 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. Mustafa Kemal meclis başkanı seçildi. Ordumuz, İnönü Savaşlarını kazandı. Peşinden Sakarya Meydan Muhaberesi ile Başkomutanlık Meydan Savaşı'nı da zaferle noktaladık. Yunanlılarla ve Birinci Dünya Savaşı'nı da savaştığımız devletlerle 24 Temmuz 1923'te Lozan Barış Antlaşması imzaladık. Bütün dünya devletleri, Türkiye'nin bağımsız bir devlet olduğunu kabul ettiler. Yurdumuz yeniden egemenliğine kavuştu. Türkiye Büyük Millet Meclisi, 29 Ekim 1923'te cumhuriyeti ilan etti. Devletimizin adı Türkiye Cumhuriyeti oldu. Atatürk ise, ilk cumhurbaşkanımız olarak göreve başladı. Cumhuriyet idaresinde devlet anayasaya uygun kanunlarla idare edildi. Kanunlar ise halkın seçtiği miller vekilleri yapar. Devlet başkanına Cumhurbaşkanı denir.
Halkı yöneten insanlar, seçimle iş başına gelirler. Halk, istediğini seçer, istemediğini seçmez. Seçilen kişiler halka karşı sorumludurlar. İşte bütün bunlardan dolayı cumhuriyet en iyi yönetim şeklidir.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, Türkiye Cumhuriyeti'nin resmen kurulduğu tarihtir. Ulu Önder Atatürk, diğer bayramlar gibi bu bayramı da gelecek nesillere bir miras olarak bırakmıştır. 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapılan bir anayasa değişikliğiyle Türkiye'nin yönetim biçimi Cumhuriyet olarak belirlenmiştir. Bunun 101 pare top atışıyla kutlanması aynı gün meclis tarafından kararlaştırılmıştır. Bizler de yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş günü olan 29 Ekim'i her yıl ülkece coşku içinde kutlamaya devam ediyoruz.
Türk halkı için Cumhuriyet Bayramı, milli birlik ve beraberliğin, toplumsal dayanışmanın üst düzeye çıktığı milli bayramlarımızdan birisidir. Kurtuluş Savaşı'nın Türk milletinin zaferiyle sonuçlanmasının ardından ortaya çıkan yönetim boşluğunun kaldırılması amacıyla yeni bir yönetim biçiminin belirlenmesi şarttı. Mustafa Kemal ve arkadaşları yaptıkları çalışmalar sonucu Türkiye'ye yakışır yönetim şeklinin cumhuriyet olduğuna karar verdi. Nihayetinde 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet ilan edildi.
Osmanlı İmparatorluğu'nda, ikinci Meşrutiyetin ilanından altı yıl sonra Birinci Dünya Savaşı başladı. 1914′te başlayan Birinci Dünya Savaşı'na dünyanın belli başlı devletleri katıldı. Dört yıl süren savaş sonunda bizimle birlikte olan devletler yenildi. Savaş kurallarına göre biz de yenilmiş sayıldık. Ülkemiz İngilizler, Yunanlılar, Fransızlar, İtalyanlar tarafından paylaşıldı. Ulusuna inanan, güvenen Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919′da Samsun'a geldi. Erzurum'da, Sivas'ta kongreler düzenledi. Mustafa Kemal Paşa "Tek bir egemenlik var, o da Milli egemenliktir. Ülkeyi yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır." diyordu. Yurdun dört bir tarafından gelen ulus temsilcileri -milletvekilleri- 23 Nisan 1920 günü Ankara'da Büyük Millet Meclisi'nde toplandı. Meclis, Mustafa Kemal Paşa'yı başkan seçti. Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde Büyük Millet Meclisi Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı başlattı. Bir yandan efeler, dadaşlar, seymenler bulundukları yörede düşmana karşı koydular. Öte yandan düzenli ordular İnönü'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da savaştılar. Yurdumuz düşmanlardan kurtarıldı. Tahtını, rahatını düşünen padişah, yenilen düşmanla birlikte yurdumuzdan kaçtı. İmzalanan Lozan Barış Antlaşması ile yeni bir devlet doğdu. Bu doğan devletin yönetim biçimi henüz belirlenmemişti. İkinci dönem Büyük Millet Meclisi 11 Ağustos 1923′te ilk toplantısını yaptı. 13 Ekim 1923′te Ankara Başkent oldu. Atatürk; düşmanın ülkeden atılıp sınırlarımızın belirlenmesinden sonra, çoktan beri tasarladığı cumhuriyetin ilanı üzerinde hazırlıklar yapmaya başladı. 28 Ekim 1923 akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya'da yemeğe çağırdı. Onlara, "Yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz." Dedi.
29 Ekim 1923 günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı hazırlanan cumhuriyet önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verildi. Meclis önergeyi kabul etti. Böylece ülkemizde cumhuriyet yönetimi kuruldu. Atatürk kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı oldu. Cumhuriyet'in ilanı yurtta sevinç ve coşku ile karşılandı. Cumhuriyet; yurttaşların seçme ve seçilme hakkının olduğu bir yönetimdir. Ulus temsilcilerinin kabul ettiği yasalarla ülkenin yönetilmesidir. Cumhuriyet yönetiminde söz ulusundur. Cumhuriyet'i korumak, kollamak, yaşatmak her yurttaşın ödevidir.
Atatürk Türkiye'yi "Çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak" amacıyla bir dizi yenilikler yapmıştır. Bu yenilikleri beş başlık altında toplayabiliriz:
1. Siyasal Alanda Yapılan Yenilikler
2. Bayındırlık Alanında Yapılan Yenilikler
3. Toplumsal Alanda Yapılan Yenilikler
4. Tarım Alanında Yapılan Yenilikler
5. Hukuk Alanında Yapılan Yenilikler
6. Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan Yenilikler
7. Sanayi Alanında Yapılan Yenilikler
8. Ekonomi Alanında Yapılan Yenilikler
9. Ticaret Alanında Yapılan Yenilikler
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nasıl tatil ilan edildi?
1925 yılının Şubat ayında, Dışişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen bir kanun teklifinde 29 Ekim'in bayram olması önerilmiştir. Anayasa Komisyonu tarafından incelenen bu teklif, 18 Nisan'da karara bağlanmış ve 19 Nisan'da tatil olarak kabul edilmiştir. 1925 yılından itibaren her 29 Ekim, ülke içinde ve dış temsilciliklerimizde bayram olarak kutlanmaya başlamıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet Bayramı'nın onuncu yılı anısına 29 Ekim 1933'te yapılan kutlamalarda Cumhuriyet Bayramının önemi konusunda verdiği 10. Yıl Nutku'nda bu bayramın en büyük bayram olduğunu söylemiştir.